1957’de Amerika’da doğan yazar Lorrie Moore’un asıl adı Marie Lorena Moore’dur. Lorrie, ailesinin ona taktığı bir lakaptır. The Telegraph’tan Helena de Bertodano’ya verdiği röportajda çok tuhaf bir çocukluk geçirdiğini söyler Moore: Annesinden kendisine sürekli acıklı masallar, hikâyeler okumasını istermiş. En sevdiği hikâye de ‘Küçük Kibritçi Kız’mış. Bunları ağlaya ağlaya dinler, kitap bitince de annesine yeniden okuması yönünde baskı yaparmış. Annesi, artık ağlamanı istemiyorum, diyerek onu savuşturmak zorunda kalırmış.

Aslında Moore’un hikâyelerle, özellikle dramatik hikâyelerle kurduğu ilişki de biraz böyle. Moore, her zaman acıklı hikâyeler yazmak maksadıyla yola çıkmadığını söyler ama bu duygu bir şekilde hikâyenin ayrılmaz bir parçası haline gelir. Kendisi de bunu şöyle yorumlar:

“Sanırım hikâyelerimin çoğu melankolik veya trajik bir şey tarafından yönlendiriliyor. Hissettiğim dünyanın dokusu çok komik ama dünyanın altında yatan hikâye öyle değil ve ben bu etkileşimi seviyorum.”

Okan Çil, Gazete Duvar

Yazının devamı için tıklayınız: https://www.gazeteduvar.com.tr/amerika-kuslari-olumu-kusa-ceviren-bir-hayat-bu-haber-1600878